22.01.2009

Neredeyim ben diyorsanız?


Harikalar yaratan, kitlelere hitap eden bir blog değil tabi burası. Kendimce bir şeyler yazdığım sporu ve özellikle futbolu seven bir taraftar olarak izlenimlerimi aktardığım, bazen komik bazen ilginç anlardan alınan kareleri sunduğum naçizane en beleşinden bir web ortamı sadece.

Blog bir şekilde hayatımıza ve dilimize girmiş bulunuyor. Çoğu insanın bir yada bir kaç blogu var. Kimisi günlük gibi kullanıyor kimisi harbi harbi büyük bir izleyiciye ulaşıyor. Benimki arada bir şey. Seven de vardır, izleyen de, hadi ulan oradan diyen de belki.

Sevemeye başlamış olmalıyım ki burayı, iki gündür temaydı, template idi, yok html ydi, kafayı yedim. Hayatta anlamam html'den falan. Oturdum kodları inceledim. Nerde neyi kullanmış, resimler nasıl değişir uğraştım epey. Var olan temada kullanılan resimleri photoshop ile düzenledim, kullanılan renk kodlarını değiştirdim, menü ekledim, link bağladım derken hem vakit geçti epey, hem de bir kaç bir şey öğrendim. Fena da olmadı hani görünüm. Umarım arada sırada burayı gezip bir kaç yazımı okuyanlar yeni görünümü beğenirler. Gözü yormayan, karmaşık şeyler içermeyen bir tema yaptım. Yaptım diye söylemiyorum, benim hoşuma gitti hani.(evet burda smiley var)

Zaman buldukça burayı boş bırakmamaya çalışacağım. Sevilir sevilmez orasını bilemem artık. Bu yazıyı yazarken dikkatimi çekti de, öylesine başladığım için bir hoşgeldiniz, yada hoşbulduk yazısı bile yazmamıştım. Bu bahaneyle onu da aradan çıkarmış oldum bak şimdi...

Hadi kalın sağlıcakla...

21.01.2009

Maç özeti

Ne şanslıyız değil mi? Elimizin altında internet, merak ettiğimiz maçları video ve fotograf gibi görsellerle anında inceliyoruz. Televizyonlarda saatlerce pozisyonlar irdeleniyor, tartışılıyor. Kare kare durdurulup bakılıyor.

- Yok hoççaam bence 10 cm ofsayt.
+ Yapma sansar, adam geride.

- Amman hoçam top geçmemiş çizgiyi.
+ Yav milleti yönlendrime, içerden çevirmiş işte..

Ya diyorum önceden daha mı iyiymiş acaba. Maçta olan maçta kalıyor, dışarıya başka biş şey çıkmıyormuş. Stadyuma gidip de maç izleyenler dışında kalanlar sadece galibiyeti kutluyor yada mağlubiyete üzülüyorlarmış. Karar vermek zor tabi, hangisi daha iyi..

20.01.2009

Jari Olavi Litmanen

Jari Olavi Litmanen.. Finlandiya futbolundan çıkmış en bilinen ve neredeyse tek denilebilecek yıldız. Türkiye'de Hakan Şükür neyse bir nevi Litmanen de aynı. 90 larda izlemekten zevk aldığım futbolcular arasında.

Ülkesinde o kadar çok seviliyor ki "En sevilen 100 Finlandiyalı" sıralamasında bile 42. sırada seçilecek kadar seviliyor.

Yukarıdaki resim ise imza gününe tshirt yada forma değil, vücuduna yaptırdığı dövemeyi imzalatmaya giden bir taraftara ait. Muhtemelen imzanın üzerinden geçerek dövme haline getirmeyi de düşünmüştür.

19.01.2009

Duyuru


Ankaragücü Spor Kulübü masörü görevinden ayrılmıştır.

Gençlerbirliği Spor Kulübü'ne duyurulur.

Bu tip görevden ayrılmalar oldukça Gençlerbirliği Spor Kulübü bilgilendirilecektir.

ankaragucu.org.tr




Yayınlamayı unuttuğum postlardan birisi.
Çekişmenin, laf atmanın böylesini alkışlamak gerek.
En kibar dille en ağır lafı söylemenin güzel bir örneği.
Takdir ettim doğrusu.

Tükiye Kupası

Calcio


Fransızca ve İngilizce'den aşina olduğum kelimeler haricinde zerre kadar anlamam İtalyanca'dan. Fakat eminim ki İtalya'yı ve İtalyanca'yı en güzel anlatan kelimelerden birisi calcio olsa gerek. Gelin beraber bu kelimenin anlamlarına bakalım.

Calcio en çok futbol kelimesi yerine kullanılıyor. Ayrıca tekme, çifte anlamına da geliyor İtalyanca'da. Buradaki ince nüans, sert İtalyan futboluna bir gönderme yapar gibi adeta.

Gelelim son ve en manidar kısmına. Calcio kelimesinin son anlamı da bildiğimiz kalsiyum. Hani şu yoğurtta sütte bulunan cinsten. Çocuklara kemiklerinin gelişmesi için doktorların tavsiye ettiği.

Demek ki neymiş? Futbol oynayan tekme yemeye mahkumdur. Ve çok tekme yiyip az sakatlanmak için bol bol kalsiyum almak gerekir. Vay bee, gerçekten anlam dolu...

İthal hakem istiyoruz

Asırlık Rekabet


Bu konuyu atladığımı fark ettim bir an. Papazın çayırında öylesine oynanan bir maçla başlayan ve 100 yıldır devam eden bir rekabet. Kim neden çekmiş bu resmi bilmiyoruz tabi. Ali Sami YEN'in arşivlerinden çıkan bir fotograf ve o maça ait olduğu tescillenen tek fotograf.

Bizim için belki çok şey ifade ediyor bu derbi. Ama inanın bizden başka da çok fazla ilgi gördüğünü söylemek biraz fanatik bir düşünce olur. Zira bir İspanya, bir İtalya yada İngiltere derbisi, ne bilim bir Boca-River maçı aynı anda onlarca kanalda onlarca ülkede yayınlanırken, Galatasaray- Fenerbahçe maçlarının sadece Türkiye'de yayınlanıp "Dünyanın 1 numaralı Derbisi" diye deklere edilmesi biraz garip aslında. Hani bazı kanallarda maç özetlerini bile görememek insanı cidden hayal kırıklığına uğratıyor.

Umarım bu derbi hak ettiği değeri biraz daha görmeye başlar. En azından uluslararası arenada. Hadi biz kıymetini bilemiyoruz, işin suyunu çıkardığımız anlar oluyor da, yabancı basın bari biraz olsun değer vermeye başlarsa, her iki taraf da kendine biraz çeki düzen verir belki. Yöneticiler kendi aralarında devam ettirdikleri saçma sapan çocukça hareketleri bırakırlar, medyamız anlamsız tavırlarından vazgeçer ve taraftarlarımız da kendilerine yakışanı yaparlar. Zaten yöneticileri medyayı düzelttikten sonra seyirci en kolayı.

Nice 100 yıllara, iyi ki varsınız, iyi ki bizlere bu heyecanı yaşatıyorsunuz.

LO7E H7TE | Nike




Yılın oyuncusu seçilen Ronaldo için Nike yeni bir reklam hazırlamış. Görüldüğü gibi sevenler de nefret edenler de duygularını söylüyor. Sevilse de nefret de edilse, herkesin ilgi odağı olduğu bir gerçek.

Lazio 1-1 Juve

Ledesma ve Mellberg'in karşılıklı golleri maçın sonucunu belirledi. 2004 yılından beri değişmeyen Juventus yenilmezliği devam etti. Üstüste 5 maçtır kazanan Juve, 43 puanlı Interle arasındaki farkı bire indirme şansını tepti resmen. Inter ise Atalanta'yı 3-1 geçti.












Juventus Turin Stadium


Juventus da yeni stat için atağa kalkmış. 40,200 seyirci kapasiteli ve 355.000 metre kareye yerleşecek olan güzel bir proje. Tam 4,000 araçlık otoparka sahip olacak olan yeni stat 2011 gibi bitmesi planlanıyor.

Tesis genelinde 8 adet restorant, 24 adet bar, 500 kişilik basın locası ve 84 adet özel loca olacak. Sky Boxes adı verilen özel salonlarda her türlü konfor mevcut. Sert İtalyan futbolu için, oldukça naif bir konsept.












18.01.2009

Pirelli Prezo


Pirelli diyince aklıma geldi. Bu da Pirelli'nin matrak condom markası. Harflerdeki cinliğe dikkat, Pzero değil Prezo... Süper bir de sloganları var;
Kontrolsüz doğum doğum değildir.
Her satıhta maksimum güç, maksimum güvenlik...

Pirelli PZero







Pirelli PZero'nun yeni tasarlanan spor ayakkabı koleksiyonu.
Otomobil lastiği, saat koleksiyonu derken şimdi de ayakkabı.
Güzel bir seri gerçekten, bekliyoruz...


17.01.2009

In 99 We Trust


Yaklaşan Sivasspor maçı, soğuk hava ve Servet’in yokluğunda gözlenen endişeler içerisinde geçen bir maç. Sivasspor maçında Meira’nın da cezalı olmasında dolayı yeni bir defans kurgusu denemek zorundaydı Skibbe. Tercihini önce Meira-Emre Aşık, ardından da Emre(Güngör-Aşık) ikilisi şeklinde denedi ikinci yarıda. Tabi Emre Güngör’ün 10 dakika içinde 2 sarı karttan kırmızı yiyeceğini bilseydi eminim böyle bir hamle yapmazdı.

Her iki yarıda da Galatasaray üstün futbolu, ayağa yaptığı paslar ve organize ataklar şeklinde oyunun hakimi oldu. İstatistiklere baktığımızda bunu görmek çok kolay. Pas sayısı 473-188 Galatasaray lehinde. Zaten ilk goldeki paslaşmalar, akıl dolu ara paslar da bunun göstergesi. Gerçekten görmek istediğimizin çok daha altında bir Aydın izliyoruz oynadığı karşılaşmalarda. Kiralık verilsin mi, biraz daha tecrübe kazanıp ger mi dönsün soruları eşliğinde bugün iyiye yakın bir oyun çıkardı Aydın. Arda ve Ümit Karanla olan uyumları kayda değer. Tabi bunda kuşkusuz en büyük pay sahibi Ümit Karan.

Son günlerde basına en çok malzeme olan, hakkında her gün haberler çıkan ve zorla gönderilmek istenen oyuncu. Kadroda yeterince yer bulamaması ve Baros’un gelir gelmez gösterdiği harika performans altında, gözler Ümit’ten biraz uzak kaldı. Ama biliyoruz ki Ümit olmadık maçların adamı. Benfica karşılaşması da bunun güzel örneklerinden. Çıkıyor işini yapıyor ve yedek kulübesindeki yerine tekrar dönüyor. Ta ki tekrar sahaya sürülünceye kadar. Takımdaki genç oyuncuların ve yabancıların çokluğunda, Ayhan ile birlikte takıma ağabeylik yapacak, kaptan olarak gözü kapalı sahada yerini alabilecek yegane oyuncu. Bu yüzden Ümit’in daha fazla yıpranmasına ne yönetim ne de Galatasaray taraftarı izin vermemelidir. Zira 4. golde Yaser’i penaltı için çağırması çok yerinde ve büyüklüğünü belli ettiği bir hareket. Her oyuncudan beklenmez bu tarz hareketler. Takımdaki birlik ve beraberliğin sergilendiği anlardan birisi oldu; Arda, Ayhan ve Ümit hep birlikte Yaser’i çağırıp penaltıyı atmasını istediler.

Ümit odaklı bir maç oldu aslında bugünkü karşılaşma. Defansı sürekli rahatsız etmesi, pres yapması, gol atıp asist yapması ve kaptanlık görevini hakkıyla yerine getirmesi maçın adamı sıfatını kendine kazandırdı bu gece. Arda’ya verdiği gol pasının neredeyse aynısını Emre Aşık’a da verdi ama, biraz zamanlama hatası biraz da defans oyuncusu olmanın verdiği potansiyel, o topun kaleye girmesine müsaade etmedi.

Bugün Servet ve Meira ikilisinin eksikliği en çok hava toplarında hissedildi. Zira yediğimizi iki gol de, duran toptan ve kafayla. İkisini de atan defans oyuncuları. Devre arasının verdiği rahatlık, Bank Asya liginden bir takımla oynamanın rehavetiyle birleşince, bir de kilit iki oyuncunuz o anda sahada olmayınca böyle goller yemeniz gayet doğal. Fakat burada dikkat edilmesi gereken bir husus varsa o da Mehmet Topal’ın her an her yere uyum sağlayabilmesi, şikayet etmeden, ve çok sırıtmadan bir anda oyunla içli dışlı oluvermesi. İyi ki varsın Aslanım, sen bize daha çok uzun yıllar lazımsın, emin ol…

Son dakikalarda da olsa Semih Kaya’yı oyunda görmek güzel. Alt(ın) yapımızdan yetişen bir pırlanta. Daha as takımda kendini göstermeden, transfer teklifleri alıyor. Umarım en kısa zamanda ağabeylerinin arasına karışır ve takımdaki yerini sabitler.

Lincoln’e dönecek olursak, ben büyük maçların oyuncusuyum havası vardı biraz. Yine de koştu mücadele etti ama yine de Lincoln’ün coşması için daha önemli maçlar olması gerekiyor gibi sanki. Maçın önemine göre Lincoln’ün performansı ve oyununun güzelliği artıyor.

Bayanlar 1. Ligi Puan Durumu



7. Haftaya girerken oluşan puan durumu bu şekilde.