29.03.2009

Fark var...


Vanja Iveša: 2.05 cm
Serkan Özdemir: 1.68 cm
Oluşan Fark: 37 cm
Ortak Nokta: Eskişehirspor

25.03.2009

TrForumuz.Biz

kurtadam.com döneminden beri üyesi olduğum, forumuz.biz, turkforumuz.biz ve nihayetinde www.trforumuz.biz adresinden devam etmekte olan, veri tabanının(database) silinmesi hadisesinden sonra da önce moderatörlüğünü akabinde de yöneticiliğini yaptığım, bünyesinde öncelikli olarak Galatasaray Bölümünden sorumlu olduğum ilk ve tek forumdan ayrılmış bulunmaktayım.

Forumlarda warez olayının azalmasından sonra yaşanan dönemde bile canlı tutmak için elimizden gelen desteği esirgemediğimiz bir ortamdı burası. Warezden sonra internet ortamlarında en çok rağbet gören konulardan birisi siyaset diğeri ise spor, özellikle de futboldur. Kimi forumlarda tek taraftarın hakimiyeti vardır, kimisinde ise her türlü taraftar mevcuttur ve kan gövdeyi götürür özellikle maç sonraları.

TrForumuz.Biz bünyesinde ise süre gelen mantık, taraftarların birbirlerine ve takımlarına zarar vermeden tartışması, yorumlarını sunmasıydı. Hakkında yüzlerce fikir beyan edilen maçlar vardı eskiden. Adam gibi tartışabildiğimiz rakip takım taraftarları... Bunlar içerisine karşı takımların yöneticileri de dahil. Bir de çürük elmalar var tabi ki.

Beşiktaş bölümündeki şuursuz hareketleriyle her zaman şimşekleri üzerine çeken yirmizsekizz, ne yapacağı ve ne söyleyeceği belli olmayan, her an patlamaya hazır saatli bomba benemre gibi...

Bunlara Fenerbahçe Bölümünden kafein ve Intruder da eklenince tadından yenmez olmuştu zaten. Özellikle şıracı/bozacı ikilisini gayet güzel sahneleyen bu arkadaşlar sayesinde forumdan nice kopmalar, adam gibi yazan nice adamların sessiz sedasız gidişlerini gördüm. Kendi bölümlerinde yazan üyeler bile sanırım bu iki işgüzarın yaptıklarından sonra soğudular kendi takımları hakkında yazmaktan.

En koyu kırmızısından bir Galatasaraylı olsam da kör cahil fanatik olmadım hiç bir zaman. Rakip takıma ve taraftarına hakaret etmekten kaçındım. Metin Oktay felsefesiyle yaklaştım bir çok olaya. Sorumluluğumda olan bölümün üyelerine de bunu aşılamayı denedim çoğu zaman. Tedaviye yanıt veren de oldu, vermeyen de. Ama çizgimi hep korudum.

Moderatörlüğe ve Yöneticiliğe beraber başladığımız AsColdAsICE kardeşim, ganerem başta olmak üzere,

Her türlü sorunda ve sıkıntıda üşenmeden bıkmadan bana yardımcı olan, zaman zaman da tr/ing çevirilerimle elimden geleni yapmaya çalıştığım ve hala da ne zaman isterse yardım olacağım Atlantis kardeşime,

Mantıklı ve çoğu zaman aldığı doğru kararlarla takdir ettiğim Serda kardeşime,

Spor konusunda, taraftarlık ve yöneticilik konusunda çoğu zaman hem fikir olduğum, tanıdığım en sıkı Beşiktaşlılardan birisi olan mcmaster abime,

Forumda anlaşabildiğim ve muhabbetinden sıkılmadığım ender Fenerbahçeli Moderatör, şimdilerin kısa dönem askeri JarmenKell kardeşime,

Hem Trabzonspor hem Beşiktaş Bölümlerini başarıyla idare eden, forumun geliştirilmesi için kafa yoran, bir çok şeye aynı anda yetişebilen, çılgın matematikçi mehmet_52 hocama,

Fenerbahçe bölümünden, photoshop hocam Red-Blooded kardeşime,

Siyaset ve gündemin bel kemiği, yayınladığı fotograflarla ruhumuzu aydınlatan Bugraa üstadıma,

Kasa kasa Absolut ve Smirnoff borcum olan GrY kardeşime,

Ayrıca özel olarak Bluesboy, DEjAVU_Y, NS1206, Obit34 ve xxemre007'ye teşekkürlerimi sunarım. Ve sevgili Lost kardeşim; askerliğinin bitmesine az kaldı biliyorum. Emanetine elimizden geldiğince sahip çıkmaya çalıştık. Ama yönetim içerisinde yaşananlar gerçekten can sıkıcı. Geldiğin zaman tekrardan forumda olursan hak vereceğin taraflar elbette olacaktır.

Ve son olarak Adminimiz ve sitemizin kurucusu xyzcomtr. Zor günlerinde her zaman yanında olmaya çalıştığımızı sen de biliyorsun. Her zaman söylediğimiz "Forum işi ekip işidir." lafının hala arkasındayım, ve ayrılmamdaki önemli faktörlerden birisi de budur. Sadece çalışmak yönetici olmak için bence yeterli bir kriter değil. Samimiyetsiz kişileri barındırmak sana kazandırmaz kaybettirir, emin ol. Forumun ve Galatasaray Bölümünün benim için önemsiz olduğu düşüncesine kapılmana hayret ettim gerçekten. Yalnız geçen Cezayir günlerimde son üç senedir çok şeye imza attık beraber. Forumun bir çok noktasında bir tuzum mutlaka vardır, hepsi helal-i hoş olsun. Tekrar belirtmekte fayda var, internet ortamında ilk üye olduğum, mesaj yazıp fikir belirttiğim ilk forumdur burası. Sonrasının da olacağını ummuyorum.

Merak edenler için bir not: Fırsat buldukça yazılarıma ve yorumlarıma öncelikle bu adresten devam edeceğim. Yazmaya devam edeceğim iki diğer adres ise ek$isözlük ve galatasaraysözlük'tür. Kullanıcı adım sabit olup yazılarımın altında vinca ismini görebilirsiniz.

Sevgiyle kalın...

23.03.2009

Cehennem Golf Resort


Tayyib kaza geçirir ve vefat eder. Cennette Cebrail tarafından karşılanır. Cebrail ona der ki;

- hoş geldiniz. Ufak bir sorunu halletmemiz gerek… Burada nadir olarak başbakan görüyoruz ve sizlere ne yapacağımız kesin değil. Büyük patron sizin konumunuzdaki kişilerin bir gün cennette bir gün cehennemde geçirmenizi istiyor. Daha sonra sonsuza kadar kalacağın yeri sen seçeceksin.

- Fakat ben kararımı verdim cennette kalmak istiyorum.
— Üzgünüm kurallarımız kesindir.

Cebrail, Tayyib’i önce cehenneme götürür.

Cehennemin kapısı açıldığında, içerde yemyeşil mükemmel bir golf sahası görür. Bulutsuz bir havada güneş parlamaktadır ve hava 25 derece sıcaklıktadır. Uzakta golf sahasının muhteşem binası görünmektedir. Binanın önünde Fetoş, Melih, Topbaş durmaktadır. Sağın büyük isimlerinin çoğu buradadır. Bütün bu iyi insanlar mutlu, sevinçli bir yüzle ve iyi giyimleriyle (Versace, Armani..) eğlenmektedirler. Tayyib’i karşılamaya koşarlar, onu öperler ve geçmişteki homervari olaylarını anlatmaya başlarlar (ha! ha!). Dostane bir golf partisi yaparlar. Şeytan buzlu içecekler ikram eder…

- Tayyib al iç, seni rahatlatır bu buzlu margarita der!
- Ya ben, içmemek için yemin ettim.
- Çocuğum, burası cehennem iç rahatla der. Burada sakınmadan her şeyi yiyebilir içebilirsin. Şimdiden sonra her şey daha iyiye gidecek!

Tayyib içkisini içer ve daha sonra şeytanı daha sempatik bulmaya başlar. Şeytan çok naziktir, hoş fıkralar ve iyi şakalar yapmaktadır. o kadar iyi eğlenir ki zamanın nasıl geçtiğinin farkına varmaz. Nihayet cehennemden gitme zamanı gelir. bütün arkadaşları elini sıkar daha sonra asansöre biner ve göğe çıkar.

Cebrail çıkışta beklemektedir.

- Şimdi göğün güzelliğini görme zamanın geldi 24 saatliğine cennete gidiyorsun der.

Tayyib, 24 saat boyunca Aziz Nesin'le, Nazım Hikmet'le, Atatürk ile ve diğer ülkelerin büyük şair ve yazarlarıyla karşılaşır. Bu arkadaş canlısı iyi insanlar paradan çok, önemli konulardan bahsetmekteler ve Tayyib’e büyük tevazu göstermektedirler.

Tek bir kötü laf (ananı da al git vs vs) veya eşek şakası yapmazlar. Yemek bir kulüp binasında değil normal bir lokantada yenir. Bunların hiçbiri zengin insan olmadıklarından dünyada gördüğü insanlardan hiçbirine rastlamaz. Cennettekiler onun dünya değerinin farkında değillerdir!

Gün biter ve Cebrail gelir...

- Evet Tayyib şimdi karar vermek zorundasın.

Tayyib bir dakika düşünür ve cevap verir;

- Güzel, hiç böyle bir karar vereceğimi sanmıyordum. Hmm? Cennet enteresan ama ben yine de kendimi arkadaşlarımla cehennemde daha rahat hissedeceğim der.

Cebrail ona asansöre kadar eşlik eder ve cehenneme inen asansöre bindirir…

Cehennemin kapıları açıldığında, kendisini yanmış kıraç bir ovanın ortasında, vidanjörlerin boşalttığı ve endüstriyel atıkların bulunduğu bir alanda bulur. Arkadaşlarını gördüğünde ise dumura uğrar. Hepsi zincirli prangalı, kara torbalara koymak üzere çöpleri toplamaktadır. Acıdan inlemekteler, başlarına gelenden şikayet etmektedirler, elleri ve yüzleri kirden simsiyahtır.

Şeytan gelir, kolunu Tayyib’in omzuna dolar. Şok içinde olan Tayyib mırıldanır;

- Anlamıyorum dün geldiğimde, burada bir golf sahası ve kulüp evi vardı; ıstakoz ve havyar yedik, içip içip sarhoş olduk. Tavşanlar gibi sıçrayıp oynayıp deliler gibi eğlenmiştik. Şimdiyse, pislikle dolu bir çöl görüyorum ve her şey sefil bir halde görünüyor.

Şeytan ona bakar ve gülümser. eğilip kulağına der ki;

- Dün seçim kampanyası vardı, bugün ise sen bize oy verdin..!

22.03.2009

Olmayan takımın atkısı


İyi ki Karaman'da değilim. Yoksa yeminle mitingde cıngar çıkartırdım. Sayın(!) Erdoğan bütün gittiği illerde o şehre ait takımın atkısıyla falan çıkıyor meydanlara. Karaman'a da gelmiş, eksik olmasın. Ama sanırım söylemeyi unutmuşlar başbakana. Karamanspor artık amatör kümede top koşturuyor. Ona da top koşturmak denirse. Bilenler vardır mutaka, amatör kümede en başarılı takım Belediyespor... Neden mi? Belediyenin kaynaklarından faydalandıkları için ve amatör kulüplere ayrılan paraların %60'ını aldıklarından olabilir mi acaba?

Bir zamanlar ikinci lige kadar çıkan Karamanspor'un yerinde yeller esiyor. Kulübe hacizler geldi, binalarına, mazlemelerine el koyuldu. Bir zamanlar Türkiye'deki en kaliteli çimlere sahip olan statda şimdi amatör takımlar top oynuyor. Hem de etrafında Süreyya Ayhan'ın bile antrenman için tercih ettiği, Avrupa şampiyonasına hazırlandığı sentetik bir piste sahip olan statda..

8.03.2009

Kadir Has

  • İlk Maç: Kayserispor - Fenerbahçe
  • İlk Düdük: Bünyamin Gezer
  • İlk Gol: Semih Şentürk
  • İlk Kırmızı Kart: Volkan Demirel
  • İlk Galibiyet: Fenerbahçe
  • İlk Mağlubiyet: Kayserispor
  • İlk Fiyasko: Bu ne biçim çim lan?

Not: İlk küfür de Çubuklu Tosun'dan geldi sanırım.. Tanım için psychonaut'a ayrıca teşekkürler.

Ve Tanrı...


Evet, Tanrı Kadını yaratmakla gerçekten iyi bir karar vermiş. Hayatın her alanında, her anında bizleri tamamlayan varlıklar. Mutluluğu da üzüntüyü de dolu dolu yaşamayı bilenler onlar. İçerisinde fırtınalar kopsa da yansıtmayan yine onlar. Bir erkeği önce çocuk, sonra birey, nihayetinde baba yapan yine kadınlar.

Cezayir Günlükleri

İnternetin kalbi Cezayir... En azından Türkiye için öyle. Son günlerde bakım ayağına bağlantılarımız gidip geliyor. Mahrum kaldık internetten, sözlükten, blogdan... Sanırım kaldığımız yerden devam. Vakit işliyor.

1.03.2009

O an...

Parçalı...