30.06.2009

diyarbakirspor.org


Diyarbakırspor taraftar sitesi. Tesadüfen gördüm, gördüğüm haberle de noluyoruz dedim bir anda. Micheal Owen Galatasaray'da diye haber yayınlamışlar. Tabi ben önce kulübün resmi sitesi sandığım için şaşırmıştım ama neyse ki taraftar sitesiymiş.

Diyarbakır halkının büyük çoğunluğunun kürt kökenli vatandaşlar olduğunu biliyoruz. Bu noktadan hareketle, yıllardır yaşanan sıkıntılar, tartışmalar vs.vs... Kürtçe televizyon, kürtçe eğitim hakkı gibi konular yıllardır sürekli konuşulur, tartışılır. Peki internettte böyle bir sınırlama yokken bu sitede neden Kürtçe kullanılmıyor onu çözemedim. Sitenin dil seçeneklerinde İngilizce, Fransızca, Almanca ve hatta Rusça bile varken, Kürtçe yok. Gerek mi duymamışlar, yoksa harbiden gerek mi yok anlamadım.

Ne olur ne olmaz notu: Kürtçe bilmiyorum...

29.06.2009

Yalancıyı dilenci???

Beklenen Taraftar Haritası

www.bilyoner.com'un yaptığı bir araştırmaya göre illere göre taraftar dağılımları yukarıdaki gibi. Grafikten de anlaşıldığı üzere çok kapsamlı ve objektif bir araştırma. bilyoner.com Adnan Polat'ın babasının oğlu değil elbette.

Araştırmaya göre;

Yüzdelik dağılım:
Galatasaray: %35
Fenerbahçe: %33
Başiktaş: %20
Trabzonspor: %4
Diğer: %8

Önde olunan il sayısı:
Galatasaray: 51 ilde
Fenerbahçe: 29 ilde
Başiktaş: -
Trabzonspor: 1 ilde
Diğer: -

İstanbul ve Anakara gibi iki mega kentte önce olan Fenerbahçe, toplamda Galatasaray'ın gerisinde kalıyor. Beşiktaş ise hiç bir ilde diğer takımlardan daha fazla taraftara sahip değil. Tabloda görüldüğü gibi Trabzonspor ise sadece Trabzon'da diğer takımlardan daha fazla taraftara sahip. Yayınlamaktan zevk aldığım bir araştırma, bilyoner.com'a teşekkürler.

28.06.2009

Uzanamadığı topa ağlayarak bakan kaleci


Gerçekten dünyanın en çaresiz insanlarından birisidir bu adam. O an dünya dursun ister. Ne güneş hareket etsin, ne dünya güneşin etrafında dönsün, ne de dünya kendi etrafında dönsün ister. Ümitsizlik dibe vurmuş neredeyse yaşlı gözlerle bakmaktadır arkaya doğru.

Az daha falso alsa o top şöyle…
Ulan rüzgar ters esse bir an.
Direğe çarpmaz mı ki acaba?

Bu gibi sorular ardı arkasına gelir saniyeler içinde. Hatta saniyeler değil belki bir saniyedir o an. Kimi zaman önemsizdir o küçücük zaman dilimi, kimi zaman da öyle kritik bir durumda gelişir ki belki de o dakikadan sonra yapılacak hiçbir şey kalmayacaktır.

Fakat önemli yada önemsiz bir gol olduğu fark etmeksizin, amacı kalesine gelen topların gol olmasını engellemek olan bir oyuncu için berbat bir andır. Tıpkı direkten dönen penaltıya üzülen bir forvet gibi. Aralarındaki tek fark, forvet oyuncusunun hatasını düzeltmek için ikinci bir şansı olabilir kalan dakikalarda. Belki de maçın 18. dakikasıdır henüz. Gol atmak için önünde yeterli zaman vardır.

Ama kaleci için aynı mıdır durum? Maçın birinci dakikası bile olsa, o pozisyonun telafisi yoktur. Umutsuz gözlerle arkasından baktığın top, beyaz boyalı direklerden içeri girip ağlarla buluşursa, artık hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Sonrasında takımın 4 gol bile atsa skor tabelasına yazılmıştır o yediğin gol. 1, kocaman rakamla 1.

Kaçan goller yazılmaz ama, yenilen o gol, 90. belki 120. dakikaya kadar tabelada gösterilmeye devam eder. İki maçlık bir durum varsa ortada, sonraki maçın skorunu bile etkiler o lanet gol. Sezon sonunda bile hatırlanır bazen.

- Ah be oğlum, o golü yemesen var ya.. Şampiyonduk belki de.

Ulan ne zordur be harbiden kaleci olmak. Penaltı kurtaran kaleciler ne kadar kahraman ilan ediliyorsa da, yedikleri bir gol bir anda her şeyi değiştirir. Bir anda her şey resetlenebilir.

Bütün bunlar yetmez gibi kamera tam arkandadır. Hatta birisi sağında birisi solunda olmak üzere iki tanesi de ofsaytı belirlemek için sana bakmaktadır maçın büyük çoğunluğunda. Hadi onları geçtik diyelim, spor muhabirlerini ne yapmalı? En az 20 objektif yakalamıştır o bakışı. Top kaleye doğru gider, kaleci uzanır ama topa değemez, top kaleye doğru giderken kaleci arkaya mazlum mazlum bakar; ve o an tüm flaşlar patlar… çat çat çat…

Ölümsüzdür o an, silinmez velhasıl. O bakış artık hafızalara kazınmıştır.

Impossible is nothing

27.06.2009

Masterbahçe

Alkollüyken yapılan transfer teklifleri


azmi: arda'yı alalım diyoruz.
tüpçüoğlu: ben daha önce söyledim olum banane...
azmi: kroyum emme para bende, naber?
tüpçüoğlu: 7 milyon akçe veriririm.
azmi: 8 milyon anasına satayım.
tüpçüoğlu: 9 lan
azmi: 10 veriyorum.
pulat: o paraya sarbi'yi bile vermem size
üstünparmak: başkanım 15'ten aşağı olmaz derim ben, yine de siz bilirsiniz.
azmi: pulatım çok dedin be?
tüpçüoğlu: 10 benden 5 de kulüpten, var mısın 15 e pulatım?
pulat: virmemmm..
azmi: 16 'ya yarar bana.

fısırdaşmalar;
pulat: üstünparmak, ver olum gazı, kızıştır arayı komik oluyor len...
üstünparmak: başkanım kaça kadar çıkalım?
pulat: ver olum gazı 100 e kadar yolu var, eğlence olsun, iki gülelim şurda.
üstünparmak: ehehe, başkanım çok eğlenceli ya :)
pulat: vınnn vınnn

ikicinci 70likten sonra;

tüpçüoğlu: pulat gel abi öpüjemm.
azmi: olmaj abijim ben üj kere öpüjem.
tüpçüoğlu: 44 milyon verejem, artı 4 kere öpüjemm.
azmi: tutmayın beni, alıjamm, hepsini alıjam... bırakın huleyn! olum ordan rakı ver bize...
(kikirdeşmeler)

not: yukarıda adı geçen kişiler tamamen götümden uydurulmuştur.

Pardon, birine benzettim #2


Harry Kewell vs. Mahir Oral

Daniel Faraday ile Tutamıyorum Zamanı

Ek$i Sözlük'te geyik olsun diye açtığım ve günün celebritysi olan bir başlık :)
Çok yaratıcı program isimleri çıktı bir anda,
demek ki bir kıvılcım bekliyormuş herkes..
O hafta "haftanın en beğenilenleri listesinde" 2. sıradan yerini de almıştı.
Bu arada ne yaptıysam çaylak olmuşum bir süreliğine, bekliyoruz...

ahanda link severler için gelsin bu da;

Daniel Faraday ile Tutamıyorum Zamanı

resim için: montingen.blogspot.com'a teşekkürler.


.

25.06.2009

Say no to Vuvuzela!


For a better World Cup, say no to Vuvuzela...

http://www.banvuvuzela.com/index.asp?message=success&action=nocount


.

11.06.2009

Aman Adanalım, Canım Adanalım...


"Sivasspor'un teklifine teşekkür ediyorum ancak ben Galatasaraylı Hasan Şaş'ım ve öyle anılmak istiyorum, bu yüzden futbolu bırakıyorum."

Ne olur geri dön demiştik, ama olmadı Hasanım. Yaş kemale erdi, vücut bile belli ediyor bunu. Hele ki sarf ettiğin bu cümle her şeyi özetliyor nitelikte. Daha önce tekrarlanan hatalara bir yeni eklenmez de, umarım geçmişine yakışır bir jübile yaparız senin için.

Güle güle Delioğlan, güle güle asi adam...

Murat Süyür