Yine başka bir şehirden başkente, oradan da İstanbul'a uçacağınızı varsayalım. Zaten başka bir güzergah yok, sadece İstanbul-Başkent seferleri var. Daha önce bahsettiğimiz muhtelif polis prosedürleri ve bagaj işlemleri gelirken de geçerli. Başkente geldiğinizde oyalanmadan dış hatlara geçin. Hiç değilse cafeler daha güzel dış hatlarda. öyle çok da pahalı değiller bizdeki kadar. Thy ile gelmişseniz yine thy ile döneceksiniz diye varsayalım. Uçağınız 13.20 gibi olacaktır. Istanbul'dan gelirken rötar yapmadıysa rötarsız kalkar. çünkü istanbul'dan gelen uçak aynı gün geri dönüyor.
Çıkış için gereken diğer kartı da doldurduktan sonra polis noktasında pasaport kontrolü yapılır. Oradan geçince üzeriniz aranır, çantanıza bakılır. Sonrasında ise küçük bir masada oturan mavi üniformalı, kuvvetle muhtemel bıyıklı bir polis size "yanınızda döviz olup olmadığını" sorar. Girişte deklere etmişseniz, deklere ettiğiniz evrakı ve yanınızda kalan dövizi sorar. Harcama yapmışsanız bankadan bozdurmuş olmanız gerekir ve onun da evrakını sorar. Yoksa başınız ağrıyabilir. çünkü döviz karaborsada daha yüksek bozduruluyor ve normalde yasak. Bu kısımlar biraz karışık o yüzden ben 300-500 civarı bir rakamla dolaşırım, kalanını saklamak en mantıklısı.
Dış hatlarda polis ve pasaport kontrolünü geçtikten sonra, yani free shop/duty free lere ulaşınca; ülkenin kendi para birimi olan dinar geçmiyor. Illa ki euro, usd yada kredi kartı gerekiyor. çay, kahve veya yemek alacaksanız sorun yok. Ama sigara, parfüm yada içki alacaksanız durum böyle. Mağazalar oldukça avantajlı. Istanbul'dan 40-50 euro verip aldığınız bir parfüm burada 20-25 euro. Jean paul gaultier, 212 gibi... Sigara, puro ve içkiler de bir o kadar ucuz. Taşıyabileceğiniz kadar alın sorun olmuyor. Bir de şayet taze hurma seviyorsanız, ki cezayir'e gelip gidenlere genelde sipariş verilir; salona geçmeden önce aşağıdaki mağazalardan alın. Hem taze hem de küçük paketlerde bulmak mümkün.
Uçuş saati yaklaştığında çıkış kapısına yakın olmaya çalışın. Bekleyen yolcular arasında büyük ihtimalle çinliler de olacaktır ve adamlar sürü halinde hareket ettiği için sıkıntı oluyor. Bu çinliler nerden çıktı demeyin, zira gelirken de görürsünüz. Uçağın yarısı çinlidir. Buradaki inşaat firmalarında çalışan ve çin-cezayir arasındaki bir anlaşmadan dolayı gelen mahkumlar aslında onlar. Bedava insan gücü bir nevi.
Son kontrolü geçip tünelin sonuna vardığınızda, yani thy hostesleri size bir kaç metre öteden gülümserken bir son dakika golüyle daha karşılaşabilirsiniz. Uçak kapısında bekleyen polisler son kez çantanıza bakarlar. O kadar makineden x-ray den geçmişsinizdir ama polisler son kez bir daha bakarlar el bagajlarınıza. Allah belanızı versin emi. Burdaki amaç bellidir. üzerinizde yüklü döviz varsa ona bakacaklar. Dikkatli olun. Iyi yerlere saklayın. Yoksa desteden çektiği parayı geri vermez. Bu rakam 500 euro olsa bile.
Ve nihayet buradan da geçtikten sonra gazetenizi alın ve uçağa girin. Memlekete hoş geldiniz diyebiliriz bu dakikadan sonra. Ben şahsen gazetemi elime alıp yerime oturduğumda rahatlıyorum. Her geliş gidiş bir eziyet gibi. Bir kaç sene daha böyle sürecek sanırım.
1 yorum:
çok merak ettiğim bi ülke. bana bi atkısını al yahu :)
osmanlının incisiydi..
Yorum Gönder