Öyle batıdaki gibi boş şarjörlerle değil hücum yeleğindekiler dahil 5 tam dolu şarjörle nöbete gitmektir.
Nöbetten gelince G3 tüfeğini batıda "silahlık" denilen yere teslim etmek değil ranzanın başucuna asmaktır.
Yazın 45 derece sıcağı kışın -30 derece soğuğu 1,5-2 metre karı görmektir.
Gülyazı'da yaptım. zor ve güzel günler geçirdim. Ben istemedim oraya gitmeyi elbet, şans. Kısa dönem olmama rağmen neredeyse 4 mevsimi yaşadım 6 ayda. Batıda yapsam bunların hiç birisini ömür boyunca tecrübe edemezdim. Demek ki gidip görmek varmış oraları.
Şimdi eminim bu yazdıklarımı okurken "koduğumun poşeti yaptığın 6 ay askerlik, seninki de askerlik mi lavuk?" diyenler olabilir. Aynı dönem aynı yerde askerlik yaptığımız kısa dönem arkadaşların bir kısmı taşak kebabı yapıyorken ben yeri geliyor 24 saat kolluk tutuyordum. Nöbete asker göndermem gerekirken asker yokluğundan kendim nöbete gidiyordum. Jandarma olmamdan dolayı bize tanınan "turizm jandarması" olma hakkı için sınava gittiğimizde oxford'da okuyan elemanı kafalayıp kopya çeken Antalya'ya Uludağ'a giden arkadaşlarım oldu. Körelmiş Anadolu Lisesi ingilizcemle sınırda kaldım ve bu haktan faydalanamadım. Ama hak etmediğim bir şeyi de istemedim, istesem aynı yöntemle benim de Kuşadası'na Alanya'ya gitme ihtimalim vardı.
Farkında olmadan Irak sınırına girp çıkmışlığımız bile oldu. Komutanım burası hangi köy diye sorduğumda "ne köyü lan Irak'a girdiK" cevabını aldım. Gözünün alabildiği her yer dağ tepe. Ardı arkasına sırdağ. Terörün nasıl yuvalandığını gördüm. Öyle coğrafya olmaz olsun arkadaş gerçekten ordumuzun işi zor.
Şırnak merkezdeyken Tümen'den aniden kalkan helikopterleri gördüğümde içim cız etti resmen. Bir çatışma olduğunu anlamıştım hemen. Kalktıktan 2 saat sonra helikopterler piste inerken çığlık çığlığa giden ambülansın pisten neden hüzünlü bir matem havasında yavaş yavaş döndüğünü gördüm. O gün bir şehit daha vermiştik.
Konvoy ne demek, güvenli günler ne demek onu gördüm. 70 km yolun neden 4 saatte alındığını gördüm doğuda. Helikopterlerin giremediği vadileri gördüm. Her 4-5 kilometrede bir neden askeri birlik var onu gördüm.
Her gün nizamiyeye gelen, ellerindeki heybelere taburun fırınından çıkan sıcak ekmekleri dolduran çocukların yüzlerinde hüznü gördüm.
6 ay askerlik yaptım ben ancak bu kadarını gördüm. Doğuda 18 ay askerlik yapan erlere, ömrü şark görevinde geçen komutanlara sonsuz saygı duyuyorum bu yüzden. Gerçekten çoğu insanın tahmin bile edemeyeceği, ne kadar anlatılsa da kafasında canlandıramayacağı bir duydu doğuda asker olmak. Allah doğuda yaşayan ve gerçekten terör mağduru olan insanlarımızı, bu lanetin bitmesini gerçekten isteyenleri ve ordumuzu korusun.
Nöbetten gelince G3 tüfeğini batıda "silahlık" denilen yere teslim etmek değil ranzanın başucuna asmaktır.
Yazın 45 derece sıcağı kışın -30 derece soğuğu 1,5-2 metre karı görmektir.
Gülyazı'da yaptım. zor ve güzel günler geçirdim. Ben istemedim oraya gitmeyi elbet, şans. Kısa dönem olmama rağmen neredeyse 4 mevsimi yaşadım 6 ayda. Batıda yapsam bunların hiç birisini ömür boyunca tecrübe edemezdim. Demek ki gidip görmek varmış oraları.
Şimdi eminim bu yazdıklarımı okurken "koduğumun poşeti yaptığın 6 ay askerlik, seninki de askerlik mi lavuk?" diyenler olabilir. Aynı dönem aynı yerde askerlik yaptığımız kısa dönem arkadaşların bir kısmı taşak kebabı yapıyorken ben yeri geliyor 24 saat kolluk tutuyordum. Nöbete asker göndermem gerekirken asker yokluğundan kendim nöbete gidiyordum. Jandarma olmamdan dolayı bize tanınan "turizm jandarması" olma hakkı için sınava gittiğimizde oxford'da okuyan elemanı kafalayıp kopya çeken Antalya'ya Uludağ'a giden arkadaşlarım oldu. Körelmiş Anadolu Lisesi ingilizcemle sınırda kaldım ve bu haktan faydalanamadım. Ama hak etmediğim bir şeyi de istemedim, istesem aynı yöntemle benim de Kuşadası'na Alanya'ya gitme ihtimalim vardı.
Farkında olmadan Irak sınırına girp çıkmışlığımız bile oldu. Komutanım burası hangi köy diye sorduğumda "ne köyü lan Irak'a girdiK" cevabını aldım. Gözünün alabildiği her yer dağ tepe. Ardı arkasına sırdağ. Terörün nasıl yuvalandığını gördüm. Öyle coğrafya olmaz olsun arkadaş gerçekten ordumuzun işi zor.
Şırnak merkezdeyken Tümen'den aniden kalkan helikopterleri gördüğümde içim cız etti resmen. Bir çatışma olduğunu anlamıştım hemen. Kalktıktan 2 saat sonra helikopterler piste inerken çığlık çığlığa giden ambülansın pisten neden hüzünlü bir matem havasında yavaş yavaş döndüğünü gördüm. O gün bir şehit daha vermiştik.
Konvoy ne demek, güvenli günler ne demek onu gördüm. 70 km yolun neden 4 saatte alındığını gördüm doğuda. Helikopterlerin giremediği vadileri gördüm. Her 4-5 kilometrede bir neden askeri birlik var onu gördüm.
Her gün nizamiyeye gelen, ellerindeki heybelere taburun fırınından çıkan sıcak ekmekleri dolduran çocukların yüzlerinde hüznü gördüm.
6 ay askerlik yaptım ben ancak bu kadarını gördüm. Doğuda 18 ay askerlik yapan erlere, ömrü şark görevinde geçen komutanlara sonsuz saygı duyuyorum bu yüzden. Gerçekten çoğu insanın tahmin bile edemeyeceği, ne kadar anlatılsa da kafasında canlandıramayacağı bir duydu doğuda asker olmak. Allah doğuda yaşayan ve gerçekten terör mağduru olan insanlarımızı, bu lanetin bitmesini gerçekten isteyenleri ve ordumuzu korusun.